Cilt mikrobiyotası
Cilt mikrobiyotası: Neden bu kadar önemli?
en_sources_title
en_sources_text_start en_sources_text_end
Bölümler
Bu makale hakkında
İçindekiler
tr_chapters_mobile
Cilt mikrobiyotası dediğimiz şey aslında özünde nedir?
Öncelikle isterseniz cilde odaklanarak başlayalım. Cilt, insan vücudundaki en geniş organ olup savunma mekanizmamızın ilk hattını oluşturur. Cildimiz üç aşamalı koruyucu bir bariyer görevi görür:1,2
- İç organlarımızı dış çevreden koruyan fiziksel bir bariyerdir.3
- Tuz ve asitli bileşenler anlamında zengin olan cilt, kimyasal bir bariyerdir ve birçok mikroorganizma için düşman bir çevre ve ortam oluşturur.4
- Hastalıklara yol açan mikropların bulaşmasını ve kolonileşmesini engelleyen ciltteki savunma hücreleri sayesinde bir bağışıklık bariyeridir.2
Tüm bu özelliklerine rağmen cildimiz, bakterileri (Cutibacterium acnes, Staphylococcus epidermidis, vs.), mantarları (örneğin Malassezia), virüsleri (örneğin papillomavirus) ve parazitleri (Demodex gibi kurtçukların da dâhil olduğu) de kapsayan tamamen kendine özgü karakteristik bir floraya ev sahipliği yapmaktadır. Bu mikroorganizmalar mükemmel bir uyum içinde yaşamakta ve hep beraber cilt floramızı oluşturmaktadır.1,5
Sizin de fark etmiş olabileceğiniz gibi, cildiniz vücudunuzda bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir:
- Kolunuzun ön kısmında ve avuç içlerinizde daha kuru,1,5
- Yüz, göğüs ve sırtınızda daha yağlı,1,5
- Ve koltuk altlarınızda, dirseklerinizin iç yüzlerinde, burun deliklerinizde, dizlerinizin arka kısımlarında ve kasıklarınızda daha nemlidir.1,5
Tüm bu cilt bölgeleri, kendine has çevresine adapte olmuş özel bir floraya ev sahipliği yapmaktadır1. Bazı araştırmacılar aynı zamanda ayaklarda dördüncü bir bölge olduğunu da ifade etmekte ve ayrımlarını buna göre yapmaktadırlar. (tırnaklar, topuklar ve ayak parmakları arasındaki boşluklar).1
Farklı vücut bölgelerinde cildin yüzeyi boyunca ortaya çıkan bu varyasyonlara ilaveten derinliğe veya cildin katmanlarına bağlı olarak oluşan farklı varyasyonlar da mevcuttur: Alt deri dediğimiz tabakada ne kadar derine giderseniz, (sidenote: Mikroorganizmalar Çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük olan canlı organizmalar. Bunlara bakteriler, virüsler, mantarlar, arklar ve protozoalar dahildir ve genel olarak "mikroplar" olarak adlandırılır What is microbiology? Microbiology Society. ) da sayı olarak o derece azalırken bu organizmalar insandan insana çok daha fazla benzerlik göstermeye başlar.6
Cilt mikrobiyotası yaşam boyunca nasıl değişir?
Cilt mikrobiyotası zaman içerisinde nispeten stabildir 1,5 ve sadece hayatın ana aşamalarında değişiklik gösterir.
Normal doğum ile doğan çocuklarda vajinal bakteriler (Lactobacillus, C. albicans) doğum sırasında çocuğa doğrudan geçerken sezaryen ile doğan çocuklar ise cilt mikroplarını (Staphylococcus, Streptococcus) alırlar.
Ergenlikte, büyüme hormonlarının salgılanması oranı patlama yapar. Cilt yağlı hale gelir ve daha ziyade yetişkinlik dönemi boyunca bir daha sürekli vücutta yaşayabilme kapasitesini kanıtlayan iyi adapte olmuş mikroorganizmaları seçer. Cilt yaşlandıkça kademeli olarak değişir, bağışıklık sistemi zayıflar, hücre yenilenme oranı azalır, daha az terler ve sebum üretiminde farklılaşmalar ortaya çıkar.7,8 Bu fizyolojik değişiklikler cilt ortamını ve mikrobiyal dengeyi bakteriyel grupların daha dominant olduğu ve daha ciddi farklılıklar ve çeşitlilikler gösterdiği bir ortam yaratarak düzenler ve değiştirir.7,8
Cilt mikrobiyotası, cilt sağlığında neden kilit bir unsurdur?
Cilt mikrobiyotası, kendisine gıda ve barınma imkânı sağlayan ev sahibine nasıl teşekkür edeceğini bilir. Ev sahibini ciltte fiziksel olarak bulunma haliyle ve antibakteriyel (bakterilere karşı zarar verici veya öldürücü) moleküller ve asitler salgılamak suretiyle (sidenote: Patojen Patojen, hastalığa neden olan veya olabilecek bir mikroorganizmadır Pirofski LA, Casadevall A. Q and A: What is a pathogen? A question that begs the point. BMC Biol. 2012 Jan 31;10:6. ) (hastalık yapıcı mikroplardan) korur.2 Ama hepsi bu değil. Cilt floramız aynı zamanda bağışıklığımızda kilit bir rol üstlenir: Üst derimizin ve bir bütün olarak tüm vücudumuzun bağışıklık savunma mekanizmalarını tetikler ve gereken yerlerde iltihaplanmaları azaltır. 4
Hangi hastalıklar dengesiz bir cilt mikrobiyotası ile ilişkilidir?
Cilt mikrobiyotasının nitelikleri, genellikle ve daha ziyade ev sahibinin kişisel ve fiziksel özelliklerinden (yaş, cinsiyet, genler, bağışıklık sistemi özellikleri ve durumu, beslenme, stres seviyeleri) ve çevreden (yaşam stili, çevre hijyeni ve kişisel hijyen, yaşam koşulları, bulunulan coğrafi bölge ve konum, güneşe maruziyet, vs.) doğrudan etkilenir ve bunlara göre şekillenir.2 Bazen, stres, yaşam stilinde değişiklik veya ilaç (örneğin antibiyotikler) ya da kişisel hijyen ürünleri kullanmak gibi faktörler cilt florasının dengesini bozar: Önceleri ev sahibine faydalı olan bakteriler kontrolü ellerine alır ve patojenik yani hastalık yapıcı hale gelirler1. Birçok bilinen cilt hastalığı, cilt florasındaki değişiklikler ile ilişkilidir. Bu durum (sidenote: Disbiyozis Genelde çevresel ve bireye özel faktörlerden oluşan bir kombinasyonun yol açtığı mikrobiyotanın bileşimi ve fonksiyonunda bir değişiklik olarak tanımlanır. Disbiyozis homojen bir durum değildir aksine kişilerin sağlık durumlarına göre değişkenlik gösterir. Levy M, Kolodziejczyk AA, Thaiss CA, et al. Dysbiosis and the immune system. Nat Rev Immunol. 2017;17(4):219-232. ) yani özetle bağırsak sisteminin dengesinde meydana gelen bozukluklar olarak bilinmektedir.1
Disbiyoz, sıklıkla akne9 (sivilce), atopik dermatit,10sedef hastalığı,11 seboreik dermatit (yağ salgılayıcı bir tür şiddetli egzama),12 gül hastalığı13 veya cilt kanseri14 gibi patolojik (hastalıklı) cilt durumları ile ilişkilendirilir. Cilt florasındaki değişiklikler aynı zamanda hassas cilt, rahatsızlık veya tahriş hissi ya da bez dermatitit (pişik, isilik) gibi patolojik olmayan cilt durumları şeklinde de gözlenebilir. Cildiniz, yaşam stilinize bağlı çeşitli dış faktörlere (soğuk, sıcak, güneş, ultraviyole ışınlar, hijyen ürünleri vs.) ya da cilt bariyerinizin fiziksel,15 mekanik veya mikrobik özelliklerine etki edebilecek bireysel faktörlere (genler, hassasiyet, alerjiler vs.) devamlı olarak maruz kalmaktadır. Cilt florası aynı zamanda yaraların iyileşmesinde16 ve vücut kokusunda17 da önemli bir rol oynamaktadır.
Bağırsak – Cilt Ekseni
Bağırsak ile cilt son derecede yakından bağlantılıdır. İkisi arasındaki iletişim kanalı bağırsak – cilt ekseni olarak bilinir. Akne (sivilce), atopik dermatit, sedef hastalığı ve gül hastalığı gibi birçok bilinen cilt hastalıkları bağırsak disbiyozu yani bağırsak sisteminin dengesinde meydana gelen bozukluklar ile ilişkili olagelmiştir.18
Cilt mikrobiyotasına nasıl bakabilir ve nasıl özen gösterebilirsiniz?
Artık cildinizin sağlığı için cilt mikrobiyotasının ne derece önemli olduğunu ve buna bağlı olarak bağırsak floranızın da cilt sağlığınızda önemli bir rol oynadığını biliyorsunuz. Peki, o zaman cildinizin sağlıklı kalması için çeşitli cilt floralarınıza nasıl bakabilir ve nasıl özen gösterebilirsiniz? Çok sayıda araştırmacı bu sorunun üzerine eğile gelmiştir. Ancak bu sorunun cevabı maalesef yararlı bakteriler veya mantarları doğrudan vücuda alarak var olan mevcut florayı zenginleştirmek ya da mevcut florayı tamamen değiştirmek değildir. Bunun yerine, kullanılabilecek en doğru fikir, cilt florasını doğru bir şekilde çalışacak ve dolayısıyla ev sahibinin hayatını daha kaliteli hale getirecek ve iyileştirecek şekilde modifiye etmektir. Peki bunu nasıl yapacağız? Bağırsak floramızın dengesini ve çeşitliliğini olumlu yönde geliştirmek için birkaç yol ve yöntem mevcut olup her biri kendine has özellikler taşımaktadır:
Ağızdan Alınan Müstahzarlar:
Bağırsak – Cilt Ekseninin mevcudiyeti, vücudumuza probiyotik, prebiyotik ve simbiyotik besin takviyeleri alarak bağırsak florasını modüle ederek ya da daha iyi bir beslenme diyeti uygulayarak cildimizin sağlığını geliştirmeyi deneme umudumuzu ayakta tutmakta ve hatta arttırmaktadır.
- Probiyotikler, uygun miktarlarda uygulandığında ev sahibinin sağlığına fayda sağlayacak şekilde yaşayan mikroorganizmalardır.19,20 Bazı bilinen enflamatuar (iltihaplı) cilt hastalıkları için, bazı özel probiyotiklerin kullanılmasının etkili ve faydalı olduğu görülmektedir.14
- Prebiyotikler, sağlığınıza katkı sağlayacak özel sindirilemeyen besinsel liflerdir. Ev sahibinin florasında faydalı mikroorganizmalar tarafından tercihen seçime bağlı olarak kullanılır.21,22 Hem prebiyotik hem probiyotikleri içerisinde barındıran simyotik karışımların kullanımı,23 atopik dermatit konusunda son derece umut verici sonuçlar ortaya koymuştur.24
- Beslenme, yani yediklerimizin çeşitliliği ve kalitesi, bağırsak floramızın dengelenmesine ve dengede kalmasına katkıda bulunur.25,26Dengesi zayıf bir beslenme bağırsak floramızın niteliklerine olumsuz etki eder ve bazı bilinen durumların ortaya çıkmasına sebep olur.27Bağırsağımızı formda tutmak için yediklerimizin ona faydası mı zararı mı olduğunu bilmeliyiz.28
Topikal Uygulanan Müstahzarlar
Mevcut araştırma sayısı halen çok az olmasına rağmen, cilt üzerine uygulanan ve içeriğinde bazı bilinen probiyotikleri, prebiyotikleri ya da her ikisini barındıran ürünlerin cilt sorunları olan hastaların ciltlerinde olumlu sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir.14,24
Ancak bu müstahzarların formülasyonlarının en iyi hallerine getirilebilmesi için hala klinik deneme ve çalışmalar yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun bir sonucu olarak cilt florası ile ilgili en son ve güncel haberleri takip etmek büyük önem taşımaktadır.
Bu makalede yer alan tüm bilgiler bilimsel olarak onaylanmış kaynaklardan gelmektedir. Bunlar, konuyla ilgili tüm çalışmaları kapsamaz. Tüm bu bilgileri aldığımız tüm çalışmalar buradad