"Disbiyoz" diye bir şey duydunuz mu?
"Disbiyozis" kelimesini duydunuz mu? Mikrobiyotamızı oluşturan milyarlarca mikroorganizma ile vücudumuzdaki ilişkileri arasındaki hassas dengenin bozulması anlamına gelir. Genetik özellikler, dengesiz bir beslenme ve antibiyotikler dahil ve birçok durumda birden fazla faktör içerecek şekilde disbiyozise yol açan çeşitli faktörler mevcuttur. Günümüzde bilimsel araştırmalar en çok araştırılan mikrobiyotanın - bağırsak mikrobiyotası - olduğu kadar vajinal, cilt ve akciğer mikrobiyotalarının disbiyozisinin iritabl bağırsak sendromundan obeziteye, kronik sinüzitten egzamaya kadar çeşitli hastalıklarla ilişkili olduğunu göstermiştir.
Ancak mikrobiyota nasıl dengesiz hale gelir? Disbiyozisin sağlığımız üzerindeki etkileri nelerdir? Mikrobiyotayı nasıl tekrar dengeli hale getirebiliriz? Öğrenmek için okumaya devam edin!
en_sources_title
en_sources_text_start en_sources_text_end
Bölümler
Bu makale hakkında
Disbiyozis nedir?
İlk önce, kelimenin kendisine bakalım: "disbiyozis". Bu bilimsel terimin etimiyolojisi aslında çok basittir! Yunancada bios kelimesi "yaşayan" anlamına dis ön eki ise "kötü" anlamına gelir." Disbiyozis: mikrobiyotanın bileşimi ve fonksiyonunda bir değişiklik olarak tanımlanabilir. Bu değişiklik çevresel faktörlerin ve kişiye özel faktörlerin bir kombinasyonunun sonucudur.1
Disbiyozis ilgi odağında: bağırsak mikrobiyotası
Bağırsak mikrobiyotamız vücudun ana mikrobiyotasıdır.2 Bakteriler, mantarlar ve virüsler dahil en azından 1000 farklı tür3 mikroorganizma içerir. Firmicutes grubu (iyi bilinen "iyi bakteri" lactobacillus 'un dahil olduğu) ve Bacteroidetes grubu birlikte bağırsak floramızdaki bakteri topluluğunun %70-90'ını oluşturur24. Mikrobiyotamız faydalı etkileri ile bilinen bifidobakterilerin dahil olduğu Aktinobakteriler de içerir. Mikrobiyotamızdaki diğer mikroorganizmalar bizi hasta edebilir. Bunlar (sidenote: Patojen Patojen, hastalığa neden olan veya olabilecek bir mikroorganizmadır Pirofski LA, Casadevall A. Q and A: What is a pathogen? A question that begs the point. BMC Biol. 2012 Jan 31;10:6. ) olarak adlandırılır, ancak bunlar azınlıktadır2. Disbiyozis aşağıdaki durumlardan bir veya daha fazlasını içerir:
- Önemli bakteri ailelerinin göreceli oranlarında anlamlı bir değişiklik; özellikle lactobacillus ve bifidobakterilerde eksilme5;
- Normalde mikrobiyotamızda yaşayan ("konakçı" mikroorganizmalar olarak adlandırılır) faydalı mikroorganizmalarda azalma veya bunların tamamen kaybedilmesi1
- Mikrobiyotada bulunan mikroorganizmaların çeşitliliğinde bir azalma ki bu da daha az tür anlamına gelir5;
- Mikrobiyota içinde potansiyel olarak patojenik mikroorganizmaların çoğalması 1,5.
Sonuç olarak mikrobiyotamız zayıflar ve "kötü" bakteriler "iyi" bakterilerin yerine geçe2. Mikrobiyotanın vücudumuzu saldırılardan koruması ve sağlık ve iyilik halimiz ile ilişkili gerekli rollerini yerine getirmesi daha güç hale gelir1,6.
1000 Dahil en azından 1000 farklı tür mikroorganizma içerir
Kendimize has özel mikrobiyota denge bozukluğumuz
Ancak "disbiyozis" her durumda herkes için geçerli olabilecek genel bir terim değildir1! Aslında mikrobiyotamızın bileşimi kişiden kişiye değişir ve genlerimiz ve yaşamımızın ilk yıllarında vücudumuzu kolonize eden mikroorganizmalar buna etki eder ("mikroorganizmalar" çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük olan canlı organizmalar olarak tanımlanır). Bunlar arasında topluca (sidenote: https://microbiologysociety.org/why-microbiology-matters/what-is-microbiology.html ) olarak bilinen bakteriler, virüsler, mantarlar, arke, protozoa, vb., yer alır). Mikrobiyota kişiler arasında o kadar büyük bir değişiklik gösterir ki parmak izlerimiz gibi bize özel bir şey olabilir7. Ayrıca yaşımızın, sağlığımızın, stres seviyemizin ve beslenmemizin yanı sıra yaşadığımız yere ve kullandığımız ilaçlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir8. Bu da her birimizin, mikrobiyotamız dengesiz hale gelip artık vücudumuz içinde doğru şekilde işlev görmediği durum olan disbiyozisi kendimize has şekilde yaşayabileceğimiz anlamına gelir1.
Dengeli bir mikrobiyota neye benzer?
Disbiyozisteki "dis" ön eki eu- ("iyi") veya sim- ("ile") ön eklerinin zıttıdır. Dolayısıyla mikrobiyotamızın sağlığı iyi olduğunda "eubiosis" veya "simbiyozis"ten bahsederiz: vücudumuzla uyumlu şekilde etkileşim kurduğunda ve mikrop topluluğu dengeli olduğunda1.
Vücudumuz ile mikrobiyotamızı oluşturan milyarlarca mikroorganizma arasındaki ilişki karşılıklı olarak faydalıdır9. Her birinin kendine has rolü vardır: vücut mikroorganizmalar için "yatak ve yemek" sağlarken, mikroorganizmalar sindirim, besinlerin asimilasyonu, bağırsak duvarlarının geçirmezliğinin korunması ve istenmeyen mikroplar ile savaşma dahil vücutta çok sayıda önemli işleve katkıda bulunurlar 2,8,10. Ekip çalışması görev başında!
Mikrobiyota topluluğunu oluşturan çeşitli mikroorganizmalar - potansiyel olarak patojen olanlar dahil - birlikte barışçıl şekilde var olacak ve vücuttaki faydalı işlevlerini yerine getirmeye yetecek sayıda ve oranda mevcuttur. Ancak vücudumuzdaki mikrobiyal ekosistemler arasındaki hassas denge bozulabilir ve bu durumda eubiosis disbiyozise dönüşür8.
Disbiyozise ne yol açar?
Tanımından anlaşılacağı üzere disbiyozis çeşitli farklı ve çoğu zaman birbirleriyle ilişkili faktörlerin etkisi altında oluşur5. Bu faktörler arasında aşağıdakiler yer alır:
Kişinin kendisi ile ilişkili faktörler, örneğin:
- Genetik1;
- Yaş11;
- Bazı hastalıklar ve yaralanmalar1;
Kişinin ortamı ile ilişkili faktörler, örneğin:
- İlaç almak: antibiyotik, antienflamatuar ilaçlar vb2,5;
- Enfeksiyonlar12;
- Yaşam tarzı, dengesiz beslenme veya beslenmede değişiklikler, sigara kullanımı, kötü hijyen vb.1,5,8;
- Hava vb kirliliği8.
Odaklanalım...
Antibiyotikler yirminci yüzyılın tedavide en önemli devrimlerinden biriydi. Penisilinin 1928 yılındaki keşfinden bu yana antibiyotikler milyonlarca hayat kurtardı13. Ancak zararlı olanların yanında "iyi" bakterileri de yok eden antibiyotikler mikrobiyotanın dengesini bozar. Kısa vadede antibiyotiklerin yol açtığı disbiyozis ishale 14veya vajinal mantarlara yol açabilir15. Antibiyotiklerin yol açtığı bağırsak disbiyozisinin, -özellikle antibiyotikler çocukluk döneminde alındığında - obezite ve alerjiler gibi çeşitli kronik hastalık riskini artıracak şekilde uzun vadede etkisi olduğundan da şüphelenilmektedir16.
Viral gastroenterit veya salmonella'nın neden olduğu gıda zehirlenmesi gibi enfeksiyonlar sırasında zararlı ve agresif mikroplar mikrobiyotayı işgal eder. Bunlar mikrobiyotanın kendisinden değil, örneğin eller veya kontamine olmuş gıdalar aracılığıyla dışarıdan gelir. Bu enfeksiyonlar, bağırsak enflamasyonu ve ishal (diyare) ile birlikte bağışıklık sistemimizde güçlü bir tepkiye yol açar. Bunların hepsi bağırsak floramızın dengesinde ani bir bozulmaya neden olur. Dahası, bu enfeksiyonlara yol açan mikroplar mikrobiyotada halihazırda bulunan diğer potansiyel olarak patojenik bakterilerin çoğalmasını da tetikleyebilir. Dolayısıyla enfeksiyonlar tüm zararlı bakterilerin faydalandığı disbiyozise yol açar! 1,12,17,18.
Yaşamımız boyunca yediklerimizin mikrobiyotamız üzerinde bir etkisi vardır. Beslenmede, miktar veya içerik olarak ani oluşan değişiklikler disbiyozisi tetikleyebilir. Ancak bu ani olmak zorunda değildir: Yemeklerimizdeki günden günde meydana gelen normal farklılıklar mikrobiyotada sadece geçici değişikliklere yol açmasına rağmen, yediğimiz yiyecekler gastrointestinal ekosistemde5 kalıcı değişikliklere yol açabilir ve nihayetinde disbiyozis için bir faktör haline gelebilir. Çalışmalar yağ, şeker ve proteinden zengin "Batılı" beslenme şeklinin bağırsak mikrobiyotasında denge bozukluklarına karşı bizi daha hassas hale getirdiğini ileri sürerken , sebze ve meyvelerden zengin beslenme mikrobiyotayı disbiyozise karşı koruyabilir1,19.
Antybiotyki
Ocaliły miliony osób, ale ich nadmierne i niewłaściwe stosowanie stanowi obecnie poważny problem dla zdrowia, szczególnie w zakresie oporności na antybiotyki i zaburzeń mikroflory jelitowej. Każdego roku WHO organizuje Światowy Tydzień Wiedzy o Antybiotykach (WAAW, ang. World Antibiotic Awareness Week), aby zwiększyć świadomość na temat oporności na środki przeciwdrobnoustrojowe. Obejrzyj stronę poświęconą tej tematyce.
Każdego roku od 2015 r. WHO organizuje Światowy Tydzień Wiedzy o Antybiotykach (WAAW, ang. World Antibiotic Awareness Week), którego celem jest zwiększanie świadomości dotyczącej globalnej oporności na leki przeciwdrobnoustrojowe.
Oporność na środki przeciwdrobnoustrojowe występuje, gdy bakterie, wirusy, pasożyty i grzyby zmieniają się na przestrzeni czasu i nie odpowiadają już na leki. W rezultacie lekooporności antybiotyki i inne leki przeciwdrobnoustrojowe stają się nieskuteczne, a wyleczenie zakażeń jest coraz trudniejsze lub niemożliwe, co zwiększa ryzyko rozprzestrzeniania się chorób, ich ciężkiego przebiegu oraz zgonu.
Niniejsza kampania, obchodzona w dniach 18–24 listopada, zachęca całe społeczeństwo, fachowy personel medyczny oraz decydentów do ostrożnego stosowania antybiotyków, leków przeciwwirusowych, przeciwgrzybiczych i przeciwpasożytniczych, aby zapobiec dalszemu wyłanianiu się oporności mikroorganizmów.
Mikrobiyotayı nasıl tekrar dengeli hale getirebiliriz?
Normalde bir disbiyozis döneminden sonra mikrobiyota ilk dengesine doğal yoldan geri dönme becerisine sahiptir (ancak hiçbir zaman tam olarak önceki bileşimine dönemeyecektir): "dirençli" olduğu söylenir20. Ancak bazen, bu "tekrar-biosis" veya mikrobiyal dengeye dönüş zaman alabilir: örneğin sağlıklı bir yetişkinde bile antibiyotik kullanımından sonra altı ay sürebilir21. En sonunda disbiyozis uzun vadede kendi kendini destekleyen uzun süreli bir denge bozukluğu durumuna yol açabilir ve bu da, sağlığa zararlı olabilecek şekilde mikrobiyotanın hiçbir zaman tam olarak normale dönmemesi demektir1.
Disbiyozis: hastalığın nedeni mi yoksa sonucu mu?
Hasta ve sağlıklı kişilerin mikrobiyotasını karşılaştıran çok sayıda çalışma disbiyozisin iritabl bağırsak sendromu ve Crohn hastalığının yanısıra obezite, alerjiler, astım ve bazı kanserler dahil çeşitli kronik hastalıklar ile ilişkili olduğunu göstermiştir1. Ancak hastalığa yol açan disbiyozis mi yoksa hastalık mı disbiyozise yol açıyor? Bilim insanlarına göre yanıt hala net değildir ancak bunu anlamaya yönelik çok sayıda çalışma hala devam etmektedir.
2019 yılında araştırmacılar bu sorunun kökenine ulaşmayı ve bu kadar çok kronik hastalığın neden ve nasıl bağırsak disbiyozisi ile ilişkili olduğunu daha iyi anlamamızı amaçlayan kapsamlı bir araştırma projesi olan Homo symbiosus'u başlattılar. Araştırmacıların savı "bağırsak disbiyozisi, mikrobik çoğalma, enflamasyon ve bağırsak duvarının zayıflaması durumunun" hepsinin birbirini destekleyerek sürdüğüydü10.
Disbiyozis ve mikrobiyotaya özel hastalıklar
Bağırsak mikrobiyotası disbiyozisinin gastrointestinal, metabolik22, alerjik23 ve hatta ruhsal24 hastalıklar dahil çok çeşitli hastalıklarda rolü vardır. Ancak insan vücudu ayrıca ciltte25, üriner sistemde26, vajina27, ağız28 ve akciğerlerde 29yerleşik spesifik mikrobiyal ekosistemlere da ev sahipliği yapar ve bunların hepsinin dengesi bozulabilir ve belirli hastalıklarla ilişkilendirilebilir.
Aşağıdaki mikrobiyotaların disbiyozisi hakkında daha fazla bilgi sahibi olun:
Mikrobiyotanın dengesininin tekrar kurulması, yerine konması ve sağlığa geri kavuşulması
Disbiyozis meydana geldiğinde ne yapmalıyız? Mikrobiyotanın dengesini tekrar yerine koymak ve sağlığı iyileştirmek için çeşitli potansiyel çözümler vardır.
Probiyotikler " yeterli miktarlarda alındığında vücuda/konağa bir sağlık faydası sağlayan canlı mikroorganizmalardır."30,31. Burada probiyotiklere adanmış bir sayfa bulacaksınız: nasıl çalışırlar, nasıl üretilirler ve doğru probiyotikler nasıl seçilir... Probiyotikler sayfamızı inceleyin.
Asıl olarak besinlerden alınan liflerden elde edilen (frukto-oligosakkaritler, galakto-oligosakkaritler, inulin vb.) prebiyotikler mikrobiyotadaki mikroorganizmalar tarafından kullanılan ve sağlık üzerinde olumlu etkisi olan sindirilemeyen besin maddeleri veya substratlardır32,33. Mikrobiyotayı nasıl etkilediklerine dair daha fazla bilgi için buraya bakın. Probiyotikleri ve prebiyotikleri birleştiren özel ürünlere simbiyotikler adı verilir.34,35
Yediklerimizin yanında yiyeceklerimizin kalitesi ve çeşitliliği bağırsak mikrobiyotamızın dengesini etkiler36,37 ancak bunun yanında bileşimine de etki edebilir ve böylelikle bazı hastalıkların başlamasını tetikleyebilir22. Bağırsağınızı mümkün olan en iyi durumda tutmak için doktorunuzdan ve/veya diyetisyeninizden hangi yiyeceklerin faydalı veya zararlı etkileri olduğuna dair tavsiye isteyin38!
Tıpkı diğer organlar gibi mikrobiyota, alıcının mikrobiyal ekosisteminin dengesini yerine koymaya çalışmak amacıyla bir insandan başka bir insana nakledilebilir39,40. Şu anda bu yaklaşım bağırsak mikrobiyotası için net şekilde belgelendirilmiştir. Bu bağlamda dışkı mikrobiyotası nakli (DMN) olarak bilinir ancak bu tekniğe yalnızca nükseden Clostridioides difficile enfeksiyonlarının tedavisi için izin verilmektedir41. Diğer bağırsak rahatsızlıkları için yoğun araştırmalar devam etmektedir41. Vajina için vajinal mikrobiyota nakli (VMN) şu anda araştırılmaktadır ve nükseden veya refrakter bakteriyel vajinozis için umut verici bir tedavi olabilir41. Cilt mikrobiyotası nakline ilişkin çalışmalar hala nadir olsa da ilk alınan sonuçlar umut vaat etmektedir42,43.