Hafıza kaybı, nerede olduğunu şaşırma, anksiyete sorunları... Yaşlanma genellikle psikolojik ve bilişsel gerileme ile ilişkilendirilir. Bağırsak mikrobiyotası, beynin öğrenme ve ezberlemeye adanmış alanlarının (özellikle hipokampusun) gelişiminde önemli bir rol oynar. Bu olgudan yola çıkan bilim insanları, mikrobiyotanın yaşlanmasının bağırsak-beyin ekseni yoluyla bilişsel düşüşe yol açtığını iddia etmeye hazırlanıyorlar...
Yaşlıymış gibi davranan genç fareler!
Bu hipotezi değerlendirmek isteyen araştırmacılar, ya aynı yaştaki türdeşlerin bağırsaklarından, ya yaşlı kemirgenlerin sindirim sisteminden alınan bakterileri naklettikleri yetişkin farelerin bağırsak mikrobiyotasını analiz ettiler. Bu fekal mikrobiyota nakli (FMN) sonunda, bakteri kompozisyonu aşağı yukarı aynı olsa da yaşlanmış mikrobiyotayı alan kemirgenlerde 4 bakteri cinsinin miktarı önemli ölçüde azalmıştı. Aynı farelerde, hipokampusta, öğrenme ve biliş gibi önemli beyin işlevlerinde rol alan birçok proteinin işleyiş şekli de değişmişti.
Hafıza kaybına uğrayan fareler
Fareler daha sonra iki teste tabi tutuldu - biri labirentte yol öğrenme ve hatırlama yeteneğini değerlendirirken, diğeri bir nesneyi hatırlama yeteneğini ölçtü: Her iki durumda da yaşlı mikrobiyotalı kemirgenler diğerlerinden daha kötü performans gösterdi. Buna karşın, “yaşlı” dışkı nakli, lokomotor aktivite ve anksiyete gibi yaşlanmanın diğer yönlerini hiçbir şekilde etkilemedi.
Bilişsel bozulmayı engellemek için mikrobiyotayı gençleştirelim mi?
Yaşlı bir mikrobiyotanın nakledilmesiyle gözlenen bilişsel bozulmanın, yaşlanma sırasında gözlemlenen fizyolojik bozulmaya benzemesi, bağırsak-beyin ekseninin yaşlanmada önemli bir rol oynadığını düşündürmektedir. Araştırmacılar, elde edilen bu sonuçların, yaşlı bireylerin bilişsel işlevlerini ve dolayısıyla yaşam kalitesini iyileştirmek için bağırsak mikrobiyotasını yenilemeyi hedefleyen terapötik yaklaşımları desteklediği görüşündedir.